Piramidal tepeli, dolgun gövdeli, 45 mye kadar boylanabilen bu ağaç türünün kabuğu gri, derin çatlaklır.
Sürgünleri çıplak, kestane kırmızısı renginde olup, birkaç yıllık sürgünleri boylu boyuna mantarlaşarak ilginç bir görünüm kazanır.
Yaprakları çoğunlukla 5-7 lopludur; bu loplar genellikle Doğu Sığlasında görüldüğü gibi ayrıca tali lopçuğa ayrılmaz.
Çiçekleri mart-mayıs ayında açar.
Küme biçimindeki bileşik meyveler 2.5-3.7 cm çapında olup kış boyunca ağaç üzerinde kalır ve güzel bir görünüm sergiler.
Balsamı için değil, asıl ürünü olan odunu için yetiştirilir.
Ayrıca sonbaharda yapraklarının koyu kırmızı renk alması, kışın mantarlı kabuğu ve sarkık meyveleriyle dikkat çekici görüntüsü nedeniyle süs bitkisi olarak yetiştirilir.
Güneşli ya da yarı gölge yerlerde ve nemli dolma arazilerde, deniz kıyısında çok iyi gelişir.
Ekstrem kent iklimine dayanıklıdır.
Nefes darlığı,astım ve bronşite,göğsü yumuşatmaya balgam söktürmeye,adale ağrılarına,unutkanlığa,beyin ağrılarına karaciğer ve akciğer rahatsızlıklarına,zihin yorgunluğuna,idrar yolları iltihabına,mide ve bağırsak parazitlerine,ülser ve mide sancı ve kramplarına aynı zamanda kalp rahatsızlıklarına karşıda kullanılmaktadır.
Ağacın yaprakları kaynatılarak suyu içilir,kabukları buhur olarak yakılarak tütsüsü yapılır,sakızı yutularak ve öğütülüp bala karıştırılarak yenilir,yağı ise yani sığala yağı sade yada bala karıştırılarak yenilir,yağını sade olarak tüketirken 2-3 damla halinde tüketmek gerekir fazlası boğazı kurutur.
Meyve 2-6 cm çapında çok sayıda kapsülden oluşur ve içerisinde çok miktarda tohum bulunur. Gövdesinden çıkarılan balzam kozmetik ve eczacılıkta kullanılır. Gövdesinden çıkarılan bu balzam kapsül halinde bitkisel besin takviyesi olarak da kullanılmaktadır.