Anavatanı Kuzey Amerika olan Aronya, Gülgiller (Rosaceae) familyasından, üzümsü bir bitki olup muaazam sağlık potansiyeli nedeniyle çok fazla üretim yapılan bir bitkidir. Aronya bitkisi, 1-2 metreye kadar büyüyebilien çalı tipi bir bitki olup, çok dayanıklı bir bitkidir ve yetiştirilmesi sırasında zirai ilaç kullamımına gereksinim duymaz.
Antioksidan açısında oldukça zengindir. En çok Antioksidan içeren meyvedir. Ayrıca vitamin ve mineral kaynağıdır. B12 ve D vitamini hariç tüm vitaminleri içermektedir. Bu yüzden Aronia ya Süper Meyve denilmektedir. Güller sınıfına dahil olan meyve Aronia Berry ve Black Chokeberry isimleriylede anılmaktadır. Genellikle nemli ve güneşli veya kısmi güneşli yerlerde iyi yetişirler. Soğuğa oldukça dayanıklıdır. -25C ye kadar dayanabilir.
Yüksek kireçli toprakları pek sevmezler. Çalı formunda bir bitkidir. Bahçe tesisinde 0,6 m x 4 m mesafeyle dikilirler. Sonbaharda yaprakları çok güzel bir şekilde kırmızılaşır. Güzel yaprakları sayesinde süs bitkisi olarakda kullanılmaktadırlar. Kış döneminde yapraklarını dökerler. İlkbaharda çiçek açarlar çiçekleride inanılmaz bir manzara oluşturur. Meyveleri Ağustos ayında olgunlaşmakta ve uzun süre üzerinde kalabilmektedir.
Özel bir iklim isteği yoktur. Ancak Karadeniz iklimi koşullarına çok daha uyumludur. Bu yüzden diğer bölgelerde yetiştirilirken çok sık sulanması (haftada bir veya iki kez) sulanması gerekiyor. 5 yıl sonunda kök başına verim miktarı 5 ile 10 kg arasındadır. Meyveler elle ya da makasla kesilerek hasat edilir.
TIBBİ VE AROMATİK BİTKİLERİN YETİŞTİRİCİLİĞİ
Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de çok sayıda tıbbi bitki değişik amaçlarla kullanılmaktadır. Bu bitkilerin bir kısmı halk arasında asırlardan beri kullanıla gelmiş bitkilerdir. Bu bitkilerin kullanım alanları oldukça geniştir. Tıbbi bitkilerin kullanım alanlarını; başta baharat olmak üzere ilaç sanayi, meşrubat, parfüm, kozmetik endüstrisi, diş macunu, çiklet, sabun, şekerleme yapımında, şifalı ve dinlendirici çay imalatı şeklinde sınıflandırmak mümkündür.
Son yıllarda tıbbi bitkilerin öneminin artmasının diğer bir nedeni de hastalık yapan mikroorganizmaların sentetik maddelere dayanıklı yeni ırklar geliştirmesidir. Tıbbi bitkilerden yapılan preparatlar çok yönlü etkiye sahip olduklarından yeni ırklara karşı etkili bulunmaktadır. Bu nedenle, tekrar bitkisel preparatlara dönülmeye başlanmıştır.
İç ve dış piyasada değerlendirilen bitki türlerinin önemli bir kısmı genellikle floradan (doğadaki bitki varlığı) toplanmaktadır. Ancak son zamanlarda, bu bitkilerin tarımına olan ilgide artış olmuştur. Ayrıca, bazı türlerin evlerde saksıda yetiştirilmesine, hobi bahçelerinde ve peyzaj alanlarında da yer verilmesine başlanmıştır.
Tarihle ilgili erişilebilen yazılı kaynaklarda ilk insanların çeşitli hastalıkların tedavisi için bitkilerden yararlandıkları belirtilmektedir. Elbette bu kullanım biçimi etken madde olan sekonder üründen çok, bitkinin kendisine veya değişik yollarla elde edilen özütlerine
dayanmaktadır. Bugün bile dünya nüfusunun çoğunluğu için bitkiler ilaçların hammaddesi olarak değerlendirilmektedir.
TIBBİ VE AROMATÜK BİTKİLERİN TARİHÇESİ
Hastalıklar ve bunların tedavileri üzerine gerçek ve bilimsel bilgiye sahip olmayan antik dönem insanları ellerindeki imkanlar ve üretebildikleri teorileri ile bu sorunlara çözüm bulmaya çalışmışlardır. Çok eski çağlarda tıp, modern dünyada olduğu gibi kesin ve katı
sınırları olmayan bir meslekti. Sürekli artan arkeolojik bulgular gün ışığına çıktıkça, özellikle Roma dönemine ait tıbbi araçlar, tapınaklardaki adak materyalleri, ilaç tarifleri, duvar resimleri ve diğerleri bu dönemin tıbbına ait daha belirgin bir resim ortaya çıkarmaktadır. Ancak yine de antik tıp literatürü ile arkeolojik bulgular arasındaki mesafenin kapanması zor gözükmektedir. Bitkiler insanların hayatı için vazgeçilmez canlılardır. Besin, yakacak ve giyecek elde etmede insanlar bitkilerden büyük ölçüde yararlanmışlardır. Bitkilerin, hastalıkların tedavisi amacıyla kullanımlarının nasıl başladığı tam olarak bilinmese de, binlerce yıl boyunca biriken deneyimlerin giderek bir halk tıbbına dönüşmüş olduğu kesindir.
Doğanın her zaman kendi dili vardır ve insanlarla bu dil aracılığıyla konuşur. Mevsimler, gece gündüz döngüsü, gelgit olayları bu dilin sadece birkaç hecesidir. insan bunu okumaya nezaman başladı bilinmez ama doğa hep insana fısıldamaya devam etmiştir. Ancak insan, bu dili sezgisi ve zekasıyla çözebildiği ölçüde doğadan şifa bulacaktır.
Eski uygarlıkların deneyimlerinden köken alan çağımız eczacılığının temelleri yüzyıllar boyuolgunlaşmış ve modern bilim ve teknolojinin geliştirilmesi ile günümüzdeki şeklini almıştır.Fakat geçmişte olduğu gibi bugün de bu tür doğal kaynakların kullanımına devam
edilmektedir. Doğanın sunduğu bu şifa kaynakları, insanoğlu onları yok etmediği sürece hizmet etmeye devam edecektir.
TIBBİ VE AROMATİK BİTKİLERİN KULLANILIŞ BİÇİMLERİ
Tıbbi ve aromatik bitkilerin kullanılan kısımları; yaprak, çiçek, tohum, kök, kabuk vb. gibi organlardır ve bunların, içlerindeki etkili bileşikler nedeniyle hastalıkları tedavi ettikleri ispatlanmıştır. Bu etkili bileşiklerin miktarları bitkilerin belirli devrelerinde en yüksek düzeye erişmektedir. Her bir bitkide içindeki etkin maddenin en yüksek olduğu bir dönem vardır ve araştırmalar bitkilerin özel bir toplanma zaman bulunduğunu göstermektedir. Toplanan bitkilerin bozulmasını önlemek için uygun şartlarda kurutulması gereklidir. Kurutulmuş bitki kısımlarının tedavi etkisinin süresi genellikle bir yıl kadardır, uygun şartlarda saklanırsa bu süre uzayabilir.
Toplama
Genelde elle toplama yapılmakla birlikte, tarımını yapan ülkelerde özel tarım ekipmanlarıyla toplama işlemi yapılmaktadır. Toplama zamanları bitkinin toplanacak kısmına göre değişmektedir.
Buna göre;
Yapraklar: Bitki çiçek açtığı zaman,
Çiçekler: Tamamen açılmadan evvel yada tomurcuk halinde,
Kabuklar: Bitki yapraklarını döktükten sonra,
Meyve ve tohumlar: Özel kayıtlar yoksa olgunlaştıktan sonra toplanmalıdır.
Yaprak, çiçek ve otlar hiçbir zaman yağmurlu bir günde veya üzerinde çiğ veya nem varken toplanmamalıdır. Kabuklar ise yağmurlu günden sonra toplanmalıdır.
Kurutma
Taze materyal çok kısa zamanda bozulur. Bu sebeple en kısa zamanda kurutma işlemi yapılmalıdır. Kurutma esnasında, materyal içeriğindeki nemin %75’ini kaybeder. Kurutma için seçilecek yol, kurutulacak materyalin cinsine ve taşıdığı etkin maddelerin durumuna göre belirlenir. Ancak, enzimlerin en etkili olduğu ısının 35-50 ºC arasında bulunduğunu göz önüne alınarak, kurutma esnasında materyalin bu ısıda çok kısa bir süre kalmasına özellikle dikkat edilmelidir. Kurutma bu derecenin altına veya üstüne çıkılmadan yapılmalı ve özellikle açık havada ve gölgede yapılan kurutma tercih edilmelidir.
Güneşte kurutma: Yeşil bitki kısımları için bu yöntem kullanılabilir, ancak çiçek için uygun değildir. Çünkü güneş çiçeklerin rengini soldurur. Etkin maddelerin azalmasına neden olur.
Gölgede kurutma: Yeşil bitki ksımları üzeri kapalı ve yanları açık çardak, sundurma veya hangarlar içinde kurutulması yöntemidir ve malzemenin doğrudan güneşle temas etmeden açık havada kurutulması esasına dayanır. Malzeme demetler halinde asılır veya çok ince bir tabaka halinde yere veya kurutma rafları üzerine serilir. Küflenmeyi önlemek ve kurutmayı hızlandırmak için ise sık sık alt üst edilir.
Cam mekan içinde kurutma: Kurutma ısısı yeterince yüksek olmadığı yerlerde cam sera gibi bir mekanda demetler halinde yada raf sistemlerinde çok ince serilerek kurutma işlemi yapılır. Camekan içerisine yerleştirilen bir aspiratörle içerideki nem dışarı atılırsa çok daha kaliteli bitki materyali elde edilir.
Sıcak hava ile kurutma: Masraflı olmasına karşılık çok kaliteli kurutulmuş bitki kısımları elde edilir. Kurutulacak malzemenin miktar ve cinsine göre; kurutma dolabı (küçük miktarların kurutulmasında), kurutma odası (çok malzemenin kurutulmasında) ve kurutma tüneli (büyük miktarlardaki malzemenin kurutulmasında) yöntemlerinden biri seçilir.
Saklama
Kurutulmuş olan materyalin özelliklerini kaybetmeden korunabilmesi için bazı şartlara uyulması zorunludur. Saklama sırasında bozulmaya neden olan faktörler rutubet, sıcaklık ve ışıktır. Bunun için kuru materyalin serin, kuru ve karanlık bir yerde saklanmaları gerekir. Kese kağıdı, bez torba, karton kutu, teneke kutu veya cam kavanozlarda saklanabilir. Plastik kap, torba materyal saklamak için uygun değildir.
TIBBİ AROMATİK BİTKİLERİN KULLANIM ALANLARI
Tarla Tarımında Kullanımı
Tıbbi ve aromatik bitkiler açısından ülkemiz önemli gen merkezlerinden birisidir. Bu bitkilerin büyük çoğunluğu kültüre alınmamıştır ve çok büyük oranda doğadan toplama şeklinde temin edilmektedir. Toplama yoluyla temin ve bilinçsiz tarım uygulamaları, endemik ve kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya olan türlerin üzerindeki baskıyı arttırmaktadır. Bu ise, büyük çoğunluğu endemik olan ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan bitki türlerinin devamlılığını tehlikeye sokmaktadır. Bununla birlikte, tıbbi, aromatik ve doğal kaynak niteliğindeki bitkilerden ekonomik öneme sahip olan türlerin bazılarının (Kekik, Adaçayı, Anason) geniş alanlarda üretimi yapılmaktadır.
Bahçe ve peyzaj alanlarında kullanımı
1. Yer örtücü olarak kullanımı
Kısa boylu ve yüksek derecede basılmaya ve susuzluğa dayanıklı ayrıca, her türlü toprakta yetişebilen ve kış şartlarına dayanıklı bazı Kekik (Thymus spp.) çeşitlerinden çim alanlarında, yer örtücü olarak kullanılmaktadır.
2. Çim alanda kullanımı
Tıbbi aromatik bitkilerin fideleri çim alanlarında gruplar halinde veya çalı halinde, çalımsı yapıda olanlar ise tek olarak dikilebilirler. Kekik (Origanum spp.), Melisa (Melissa
officinalis), Lavanta (Lavandula spp.), Biberiye (Rosmarinus officinalis), Defne (Laurus nobilis), Mersin (Myrtus communis) gibi türler bu amaçla kullanılabilir.
3. Saksı içinde kullanımı
Günlük yaşantımızda, şehrin koşturmacası, iş stresi ve birçok nedenle bir avuç toprağın, yeşilin ve sessizliğin olduğu huzur dolu mekanlara, parklara, bahçelere ya da varsa şehir
dışınndaki evlerimize gitmek isteriz. Balkonları ve mini bahçeleri işlevsel bir şekilde kullanarak tıbbi ve aromatik bitkiler bahçesi haline dönüştürmek elimizdedir. Balkon ya da teras bahçeciliği ülkemizde yaygın olmamakla birlikte, yurtdışında oldukça yaygındır. Ancak, Türkiye’de de son yıllarda bu düzenlemeler rağbet görmeye başlamıştır. Kekik (Origanum spp., Thymus spp.), Oğulotu (Melissa officinalis), Lavanta (Lavandula spp.), Biberiye (Rosmarinus officinalis), Nane (Mentha spp.), Reyhan-Fesleğen (Ocimum basilicum), Sarısabır (Aloe vera) vb. gibi türler bu amaçla saksı içinde çok rahatlıkla yetiştirilebilir. Böylece yetiştirilen bitkilerden süs bitkisi olarak faydalanmanın yanı sıra, baharat olarak ve çay olarak da yararlanılabilir.
4. Erozyon kontrolünde kullanımı
Kuraklık nedeniyle ağaçsız bölgelerde bozkır ya da step formasyonu, geçis bölgelerinde ise bozkır ormanları oluşur. Bu alanlarda tıbbi değeri olan Geven (Astragalus spp.), Kapari (Capparis spp.) gibi türler kullanılabilir.
5. Park ve kahçelerde, eğimli alanlarda kullanımı
Park ve bahçelerde süs bitkisi özelliği olan tıbbi ve aromatik bitki türleri tercih edilmektedir. Bu amaçla kullanılabilecek bitkiler arasında; Hayıt (Vitex agnus castus), Oğulotu (Melissa officinalis), Lavanta (Lavandula spp.), Biberiye (Rosmarinus officinalis), Defne (Laurus nobilis), Mersin (Myrtus communis), Sarısabır (Aloe vera) ilk akla gelen türlerdir. Ayrıca,parkalarda ve bahçelerde, topoğrafik yapısı oldukça dik eğimli alanlarda yine tıbbi ve aromatik bitkilerden yararlanmak mümkündür. Dik eğimli alanlarda Kapari (Capparis spp.), Nane (Mentha spp.), Kekik (Thymus spp. Origanum spp.) gibi türlerden faydalanılabilir.
6. Gölge ve yarı gölge alanlarda ve ağaç altlarında kullanımı
7. Bordür, Parter ve Kaya Bahçelerinde Kullanımı
Çiçekleri, aromatik etkileri ve özellikle de bitkisel formları nedeniyle Kekik (Origanum spp., Thymus spp.), Oğulotu (Melissa officinalis), Lavanta (Lavandula spp.), Biberiye (Rosmarinus officinalis), Nane (Mentha spp.), Reyhan-Fesleğen (Ocimum basilicum) türlerini bordür ve parter alanlarında, Sarısabır (Aloe vera), Geven (Astragalus spp.), Kapari (Capparis spp.), Kekik (Origanum spp., Thymus spp.) gibi türleri ise kaya bahçelerinde kullanmak mümkündür.
TIBBİ VE AROMATİK BİTKİLERİN İKLİM İSTEKLERİ
Işık Faktörü : Işık yeşil bitkiler için mutlak gerekli bir ekolojik faktördür. Her türün çimlenebilmesi, çiçeklenmesi ve olgunlaşması için belirli gün uzunluğuna ve ışık şiddetine ihtiyaç vardır. Tıbbi ve aromatik bitkilerde ışığın özellikle tıbbi içeriğe ve etken madde oluşumu üzerine etkisi vardır. Akdeniz Bölgesi pek çok tıbbi ve aromatik bitkinin merkezi olduğundan, bu bölge orijinal türlerde, türlere göre değişmekle birlikte, genel olarak ışığın etken madde miktarını arttırıcı etkisi olduğu tespit edilmiştir.
Sıcaklık Faktörü: Sıcaklık ışık gibi bitkiler için çok önemlidir ve tüm gelişme evrelerinde oldukça etkilidir. Tıbbi ve aromatik bitkiler de etken madde kalitesi üzerinde oldukça etkilidir. Sıcaklığın etkileme oranı ışık ve su faktörlerine bağlı olup, türlerin sıcaklık istekleri türden türe değişkenlik gösterir.
Su Faktörü: Bitki büyümesinde diğer faktörlerin yanında, su da önemli rol oynar. Tıbbi ve aromatik bitkiler, diğer bitkilerde olduğu gibi farklı su isteklerine sahiptir. Ancak Akdeniz Bölgesi orjinli bitkiler genelde çok sulu alanlardan ziyade nemli alanları tercih ederler.
Karbondioksit Faktörü: Havanın karbondioksit miktarı bitkinin fizyolojisi için önemlidir. Tıbbi ve aromatik bitkilerin kirli, tozlu alanlarda yetiştirilmesi, içeriğini ve etken madde miktarını olumsuz etkilemektedir. Özellikle yaprak veya çiçekleri için kullanılan bitkiler, bu tür ortamlardan daha çok zarar görür.
Rüzgar Faktörü: Rüzgar, tıbbi ve aromatik bitkilerde zararlı olabilir. Devamlı rüzgar alan yerlerde toprak çabuk kuruduğu için bu bitkilerin yetiştirilmesi oldukça zordur. Çünkü soğuk ve rüzgar bitkilerin ölmesine neden olabilir. Rüzgardan korunan yerlerde, daha çok yüksek boylu ve toprak üstü organları hasat edilen bitkiler tercih edilmelidir.
- Bitki Cinsi: Meyve Fidanı
- Uygun Bölge: Şırnak 1343 m
- Uygun Bölge: Batman 570 m
- Uygun Bölge: Kırıkkale 746 m
- Uygun Bölge: Karaman 1063 m
- Uygun Bölge: Aksaray 1228 m
- Uygun Bölge: Zonguldak 10 m
- Uygun Bölge: Uşak 915 m
- Uygun Bölge: Şanlıurfa 527 m
- Uygun Bölge: Tunceli 922 m
- Uygun Bölge: Trabzon 36 m
- Uygun Bölge: Tokat 630 m
- Uygun Bölge: Tekirdağ 28 m
- Uygun Bölge: Sivas 1313 m
- Uygun Bölge: Sinop 27 m
- Uygun Bölge: Siirt 887 m
- Uygun Bölge: Samsun 10 m
- Uygun Bölge: Sakarya 41 m
- Uygun Bölge: Rize 11 m
- Uygun Bölge: Ordu 25 m
- Uygun Bölge: Niğde 1239 m
- Uygun Bölge: Nevşehir 1197 m
- Uygun Bölge: Muğla 659 m
- Uygun Bölge: Mardin 938 m
- Uygun Bölge: Kahramanmaraş 562 m
- Uygun Bölge: Manisa 79 m
- Uygun Bölge: Bartın 12 m
- Uygun Bölge: Malatya 970 m
- Uygun Bölge: Iğdır 860 m
- Uygun Bölge: Karabük 264 m
- Meyve Tadı: Aromalı
- Kullanım Alanı: Otel Bahçesi
- Kullanım Alanı: Konut Bahçesi
- Kullanım Alanı: Site Bahçesi
- Kullanım Alanı: Apartman Girişi
- Kullanım Alanı: Teras
- Kullanım Alanı: Balkon
- Kullanım Alanı: Arka Bahçe
- Kullanım Alanı: Ön Bahçe
- Hangi Oda: Bahçe için
- Hangi Oda: Balkon İçin
- Nem İsteği: Nemli
- Kök Durumu: Saçak Köklü Bitki
- Budama İhtiyacı: Budamaya Elverişli
- Çiçeklenme Süresi: 2-3 Hafta
- Yaprak Kenarı: Düz
- Yaprak Dizilişi: Almaşlı
- Yaprak Tipi: Yumurta
- Maksimum Boylanma: Budanabilir
- Maksimum Boylanma: 2 m
- Drenaj İsteği: Nemli Geçirgen
- Bitki Familyası: Rosaceae
- Uygun Bölge: Düzce 149 m
- Uygun Bölge: Osmaniye 121 m
- Uygun Bölge: Kilis 660 m
- Uygun Bölge: Yalova 8 m
- Uygun Bölge: Kütahya 958 m
- Uygun Bölge: Konya 1023 m
- Uygun Bölge: Kocaeli 4 m
- Uygun Bölge: Ankara 905 m
- Uygun Bölge: Amasya 400 m
- Uygun Bölge: Afyon 1012 m
- Uygun Bölge: Adıyaman 701 m
- Uygun Bölge: Adana 25 m
- Satış Taç Çapı: 10-20 cm
- Bitki İşlevi: Tıbbi
- Saksı Boyutu: 2-4 Litre
- Çiçek Periyodu: İlkbahar Ortası
- Toprak İsteği: Tınlı
- Toprak İsteği: Geçirgen
- Toprak İsteği: Seçici Olmayan
- Toprak İsteği: Kumlu
- Toprak İsteği: Killi
- Toprak İsteği: Alkali +7 pH
- Meyve Periyodu: Sonbahar Başı
- İklim İsteği: Soğuğa Dayanıklı
- Işık İsteği: Tam Gölge
- Işık İsteği: Yarı Gölge
- Işık İsteği: Güneş Sever
- Yaprak Rengi: Yeşil
- Çiçek Rengi: Beyaz
- Satış Boyu: 40-60 cm
- Bitki Yaşı: 4-5
- Üretim Yöntemi: Doku Kültürü
- Uygun Bölge: Antalya 62 m
- Uygun Bölge: Artvin 530 m
- Uygun Bölge: Aydın 92 m
- Uygun Bölge: Balıkesir 145 m
- Uygun Bölge: Kırşehir 991 m
- Uygun Bölge: Kırklareli 231 m
- Uygun Bölge: Kayseri 1060 m
- Uygun Bölge: Kastamonu 814 m
- Uygun Bölge: İzmir 9 m
- Uygun Bölge: İstanbul 25 m
- Uygun Bölge: Mersin 18 m
- Uygun Bölge: Isparta 1058 m
- Uygun Bölge: Hatay 89 m
- Uygun Bölge: Gümüşhane 1174 m
- Uygun Bölge: Giresun 14 m
- Uygun Bölge: Gaziantep 838 m
- Meyve Rengi: Siyah
- Uygun Bölge: Eskişehir 796 m
- Uygun Bölge: Elâzığ 1041 m
- Uygun Bölge: Edirne 50 m
- Uygun Bölge: Diyarbakır 674 m
- Uygun Bölge: Denizli 392 m
- Uygun Bölge: Çorum 822 m
- Uygun Bölge: Çankırı 730 m
- Uygun Bölge: Çanakkale 11 m
- Uygun Bölge: Bursa 238 m
- Uygun Bölge: Burdur 963 m
- Uygun Bölge: Bolu 741 m
- Uygun Bölge: Bingöl 1159 m
- Uygun Bölge: Bilecik 513 m
- Uygun Bölge: Erzincan 1216 m
- Bitki İşlevi: Çayı Yapılabilen
- Maksimum Boylanma: Bodur
- Peyzaj Kullanımı: Teras Bahçesi
- Peyzaj Kullanımı: Saksı Bahçesi
Müşteri soruları ve cevapları
Müşteri değerlendirmeleri
5 Üzerinden | 5,00 Ortalama
5 Yıldız
4 Yıldız
3 Yıldız
2 Yıldız
1 Yıldız
Fidanın boyu ne kadar