Image

Asma Fidanı Prima Lova 20 40 cm Açık Köklü

0 Değerlendirme
%12
₺ 520,00₺ 459,00
Kazancım ₺ 61,00
Hızlı Kargo
1500 TL üzeri Kargo Bedava
1
  • En erkenci çeşitlerdendir.
  • Sofralık bir çeşit olup erken sürede verime yatmaktadır.
  • Meyveleri siyah, yuvarlak, orta büyüklükte ve pusludur.
  • Salkım tanelerinin homojen bir şekilde kararması dikkat çeker.
  • Salkımları puslu ve küt yapıdadır.
  • Salkımları orta irilikte (maks.400 gr), piramit-silindirik formdadır.
  • Ege - marmara bölgesinde hasat zamanı 1-15 temmuzdur.
  • Gönderilen asma üzüm fidanlarımız 2 yaşlarındadır.
  • Gönderilen asma üzüm fidanlarının boyu 20-40 cm 'dir.
  • Gönderilen asma üzüm fidanları açık kök olarak gönderilir. Bitkilerin 2 gün içerisinde dikimi sağlanmalıdır.
  • Budamaları yapılmış olarak gönderilmektedir.
  • Etiketlidir.
  • Dikey taşımacılığa uygun özel kutusunda gönderilir.
  • Fidanlığımız Virüs ve Nematod Ari Üretim Sertifikalıdır.
SKU: FI5234
Barkod: 020256952

Yeni sezon meyve fidanlarımız için harika haberlerimiz var! Ancak, sizinle paylaşmak istediğimiz bir detay var: Aralık, Ocak ve Şubat aylarında açık köklü fidanlarımızı satışa sunuyoruz. Mart ayından itibaren ise fidanlarımızı tüplü olarak gönderiyoruz. Bu süreci göz önünde bulundurarak siparişinizi oluşturmanızı öneririz.
•Gönderilen ürünler kaç yaşındadır?
-Gönderilen asma fidanlarımız 2 yaşlarındadır.

•Gönderilen ürünler saksı içinde mi geliyor yoksa açık olarak mı?
-Sertifikalı asma fidanlarımız açık kök olarak gönderilmektedir.

•Gönderilen saksılı Asma Üzüm fidanlarının boyu nedir?
-Gönderilen Asma Üzüm fidanlarının 20-40 cm dir.

•Gelen fidanları hemen dikmeli miyim? İstediğim zaman dikebilir miyim yoksa dikim mevsimini mi beklemem gerekli?
-Sertifikalı Asma Üzüm fidanları açık kök olarak gönderildiği için hemen dikmelisiniz.

•Asma üzüm fidanı Prima Lova Açık Köklü kışları soğuk geçen bölgelere dikilebilir mi?
-Kışın çok sert geçtiği yörelerde önerilmez. Asma üzüm fidanı Prima Lova Açık Köklü genellikle ortancı hasat yapılan yörelerde önerilir.

• Asma üzüm fidanı Prima Lova Açık Köklü dikerken ve dikimden sonra kullanmam gereken gübreler var mıdır?
-Evet, tüm fidanları dikerken ve dikim yaptıktan sonra kullanmanızı önerdiğimiz gübreler vardır.Dikim sırasında işlenmiş keçi gübresini toprakla karıştırıp açtığınız çukura koymanız ve bu şekilde dikim yapmanız tavsiye edilir.Dikimden sonra ise bitkinin ihtiyacı olan azot,fosfor ve potasyumu karşılayabilmek için 15 - 30 günlük aralarla sadece 1 çay kaşığı kadar NPK 15-15-15 gübresini kullanmanız ve sonrasında bol sulama yapmanız önerilir.

•Aldığım fidanları diktikten kaç sene sonra meyve almaya başlayabilirim?
-Satın aldığınız açık kök Asma Üzüm fidanlarının hepsi 2 yaşındadırlar.Asma Üzüm fidanlarının geneli 4- 5 yaş itibariyle meyve vermeye başlarlar.Dikiminizden bir yaz sonra tadımlık da olsa meyvelerinizi alabileceksiniz.

•Satın aldığım açık kök fidanları dikerken dikkat etmem gereken noktalar var mıdır?
-Derin çukurlara dikim yapmanızı tavsiye etmiyoruz bunun sebebi fidanın aşı noktasının toprağa değmemesinin gerektiğidir. Kökün hava almaması önemlidir, kökler hava almayack şekilde toprağa bastırılmalıdır.

•Gönderimlerinizi kargo ile yapıyorsunuz,herhangi bir zarar görmezler mi?
-Tüm siparişlerinizi anlaşmalı kargomuz olan Aras Kargo ile %65e varan indirimle tüm Türkiyeye gönderiyoruz.Almış olduğunuz fidanları fidan taşımacılığı için özel tasarlanmış kalın karton kutular içinde özenle yerleştirilerek gönderim yapıyoruz ve bu şekilde hiç bir zarar görmeden evinize kadar teslim ediliyorlar.

 

ASMA YETİŞTİRİCİLİĞİ

Bağcılık Takvimi
OCAK: a) Ilık bölgelerde asma dipleri açılır. Boğaz kökleri temizlenir. Gübreleme yapılabilir. Bazı ılıman bölgelerde derin krizme yapılır.b) Soğuk hava depolarında muhafaza edilen üzüm çeşitleri piyasaya sevk edilir

ŞUBAT: a) Bağ kurulacak yerlerde ve eski tesislerde derin belleme (Krizma) yapılır, gübrelenir) Köklü ve köksüz asma çubuğu dikimi devam eder) Budama yapılmaya başlanır) Bağlarda kış mücadelesi yapılır. Omcalar bordo bulamacı ile yıkanırlar

MART: a) Bağ kurulacak yerlerde ve eski tesislerde toprak işlemesi ve gübrelemeye devam edilir) Köklü ve köksüz bağ çubuğu dikimine devam edilir) Don tehlikesi olmayan yerlerde bu ay içinde bağ budamasına son verilir. Tehlikesi olan yerlerde donların geçmesi beklenmelidir. Nispeten mutedil iklimli yerlerde ve ılıman bölgelerde aşılama işlemlerine de başlanır) Hastalık ve zararlılarla mücadele edilmeli, omcalar gözler patlamadan bordo bulamacı ile yıkanmalıdır (soğuk bölgelerde)

NİSAN: a) Bağlarda İlkbahar kirizması yapılır. Asmaların boğazları açılır. Gerekli gübreleme işleri yapılır) Bazı bölgelerde asma çubuğu dikimi bu ay boyunca da devam eder) Bağlarda budama sıkı bir şekilde devam eder. Bazı ılık bölgelerde uç alma işlemi uygulanır. Omcalar hereklere alınır. Bazı bölgelerde aşılama devam eder) Hastalık ve zararlılara karşı ilaçlama önemle yürütür

MAYIS: a) Bazı serin bölgelerde bağlarda toprak işlemesi ve gübreleme uygulaması yapılır) Asma çubukları dikimi devam eder) Serince bölgelerde budama, boğaz açma, aşılama devam eder. Ilık bölgelerde uç alma ve hereklere bağlama işleri yürütülür) Mildiyu ve küllemeye karşı mücadele yapılır. Diğer zararlılarla da savaşılır

HAZİRAN: a) Bazı bölgelerde toprak işlemesi ve gübreleme devam eder) Bağlarda sulama, uç alma, boğaz açma, çapalama, hereklere bağlama ve diğer bakım işleri devam eder) Her türlü hastalık ve zararlılarla mücadele yapılır. Ay sonuna doğru turfanda üzümler hasat edilmeye başlanır. Piyasaya arz edilir

TEMMUZ: a) Bağlarda toprak işlemesi durmuştur) Dikim işleri görülmez) Bağlarda uç alma, filiz alma, yaprak seyreltme, sülük ve bilezik alma, koltuk alma ve hereklere bağlama işleri devam eder. Sulama, çapalama gibi bakım işleri yürütülür) Her türlü bağ hastalık ve zararlıları ile mücadele edilire) Bağlarda üzüm hasadı başlar. Ambalaj ve pazara sevki yanında değerlendirme usullerine de başvurulur. Bilhassa kurutmacılık ay sonunda başlar

AĞUSTOS: a) Bağlarda uç alma, yaprak toplama, sulama gibi bakım işleri yapılır) Her türlü bağ hastalık ve zararlıları ile mücadele edilir) Hasat, pazarlama ve değerlendirme işleri devam eder

EYLÜL: a) Bağlarda sulama, hereklere bağlama gibi bakım işleri devam eder) Çeşitli hastalık ve zararlılarla mücadele yapılırc) Üzüm hasadı, pazarlaması ve çeşitli yollarla değerlendirilmesine devam edilir

EKİM: a) Bağlarda toprak işlemesi ve bakım işleri durmuştur) Kışı yaprak altlarında ve kovuklarda geçirecek böceklerle yumurtalarına karşı mücadele devam eder) Üzüm hasadı ay ortalarına kadar yapılır. Kurutulma, pekmez, sirke, şıra şeklinde değerlendirme devam eder

KASIM: a) Bağlarda sırık ve herekler toplanır ve gelecek yıla saklanır. Bağlara koyun ve sığır sürüleri salınarak yapraklar yedirilir. Böceklere yuva teşkil eden örtü böylece kaldırılır. Bazı soğuk bölgelerde omcalar toprakla höyük şeklinde örtülür) Bazı sıcak bölgelerde üzüm hasadı ve değerlendirilmesi devam eder

ARALIK: a) Bağlarda herekler toplanır ve saklanır) Üzümler depolarda muhafaza edilir ve pazarlanır.

TOPRAK HAZIRLIĞI
Bağ yeri seçildikten sonra toprağın hazırlanması işlemine geçilir. Arazide varsa, büyük kayalar, ağaçlar ve çalılar temizlenir. Omcaları muntazam ve düzgün dikebilmek için tümsekler düzeltilir, çukurlar doldurularak toprak tesviyesi yapılır. Fazla su tutan yerlerde drenaj için önlemler alınır.
Asmanın ekonomik ömrü bakım koşullarına göre değişmekle birlikte 40 yılın üzerindedir. Bu nedenle ömrü bitinceye dek dikildiği yerde kalacağından, tesisinde çok titiz davranılmalıdır. İyi hazırlanmayan bir yere tesis edilen bağ iyi gelişemez, ömrü kısa, verimi az olur ve hastalıklara daha kolay yakalanır.
Yeni kurulacak bağ yeri, hiç işlenmemiş bir toprak üzerinde olacaksa alan iyi bir şekilde işlenmelidir. Eğer eski bir bağ alanı ise toprağı bir kaç yıl dinlendirilerek bol yeşil gübre ile gübrelenmelidir.
Asmanın iyi büyüyebilmesi, köklerinin derine gitmesi, toprak içinde iyi gelişmesine bağlıdır. Gelişme toprak yapısı ile ilgilidir. Tınlı kumlu topraklarda kökler çok derine gider. Sert yapı gösteren topraklarda köklerin derine gitmesi sınırlıdır. Bu tip toprakların krizma yapılmasi şarttır. Bilhassa yeni bağcılıkta krizma işine daha çok önem vermek lazımdır. Çünkü yeni bağcılıkta kullanılan Amerikan asma anaçlarının kökleri, çok kuvvetli ve süratli büyüdüklerinden toprağın gevşek ve süzek olması lazımdır. Asmaların gelişmemesi ve bazı bağların zamanından önce kuruması, krizmanın yapılmaması veya yüzlek yapılmasından ileri gelmektedir.
Krizma, bağ toprağının en az 40 cm derinlikte işlenmesidir. Bu işlem günümüzde krizma pullukları ile yapılmaktadır. Krizma pullukları, beygir gücü yüksek traktörlerle çekilir ve toprak 40-50 cm derinlikte işlenir. Krizmanın yapılma zamanı sonbahar mevsimidir. Krizma erken yapılmalı ve krizmanın bitimi ile asma fidanı dikimi arasında en az 6-8 haftalık bir zaman olmalıdır.

Dikim

Sonbaharda krizma yapılmış arazi ilkbaharda düzeltildikten sonra, hayvan veya makina gücü ile işlenebilecek aralık ve uzunlukta çukurlar açılır. Bölgemiz iklimi sıcak olduğundan güneş zararlarını azaltmak için sıralamanın doğu-batı yönünde yapılması, meyilli arazilerde dik olması gerekir. Şimdiye kadar yapılan denemeler yeni tesis edilecek bağlarda sıra üzerinin 1,5-2 m. sıra arasının 2,5-3 m. olması gerektiğini ortaya koymuştur.
İşaretlenmiş yerlere iki kürek derinliğinde, bir kürek genişliğinde çukur açılır. Çukur açmanın makina ile yapılması daha avantajlıdır. Çukurların dip kısmına yanmış çiftlik gübresi, ince toprakla karıştırılarak konmalıdır. Dikim için fidanda budama yapılır. Yan ve boğaz kökleri tamamiyle, dip kökler ise 10 cm üzerinden çepeçevre kesilir. Oluşmuş sürgünlerin en kuvvetlisi bırakılır. Budaması yapılan köklü çubuk veya aşılı köklü topraklı fidan, açılan çukurun tam ortasına gelecek şekilde konur, fidanın gövde kısmının en az 10-15 cm.i toprak üzerinde kalacak şekilde açılan çukurlara 10-15 cm kalınlığında toprak atıldıktan sonra fidan hava almayacak şekilde sıkıştırılmalıdır. Daha sonra can suyu verilir ve fidanın yerini belli etmek için yanına bir herek dikilir.
Asma fidanı dikimi yapılırken kısır çeşitler (morfolojik erdişi, fizyolojik dişi) saf olarak dikilmemelidir. Çünkü bu çeşitlerin polen tozlarının döllenme yeteneği yoktur. Bunun için dikim planı sekiz omcaya bir babalık veya iki sıraya bir dölleyici dikmek suretiyle yapılmalıdır.
Yalnız babalık olarak kullanılan çeşitlerin çiçek açma tarihleri döllenecek çeşitle aynı tarihe denk gelmelidir.

Bağcılıkta standart dikim şekilleri vardır. Bunlar;

a. Kare dikim: İnsan gücü ile toprağı işlenen, zayıf, toprağa dikilmiş ve kısa budama isteyen çeşitlerde uygulanır. Bu şekilde dikimlerde mesafe 1-2 m. dir.
b. Dikdörtgen dikim: Yüksek terbiye sistemleri ile kurulmuş bağlara verilen şekildir. Bu şekilde bağların işlenmesi hayvan veya makina gücü ile yapılır. Sıra üzeri dar, sıra araları ise geniş tutulur. Sıra üzerlerinin araları 1-2 m, sıra araları ise 2-3 m arasında değişir.
c. Üçgen dikim: Bu dikimde her üç kenar birbirine eşittir. Altı omca birleştirilince bir heksagonal şekil oluşur zor bir dikim şeklidir. Daha çok küçük işletmelerde uygulanır.

SULAMA

Bağların sulanması konusu, özellikle yurdumuzda sulama sistemlerinin giderek yaygınlaşması nedeniyle önem kazanmaktadır. Asmanın büyüyüp gelişmesi için topraktaki su miktarının daimi solma noktasının üstünde olması gerekir.
Asmanın hızlı gelişme devresi olan mayıs-haziran ayları ile salkımların ben düşme zamanında (Temmuz ) kök bölgesinde yeterli su bulunmadığı hallerde omcaların gelişmesi yavaşlar, yapraklar pörsür ve renkleri solar.
Salkımlardaki taneler normal iriliklerini alamaz ve rengi donuklaşır, üzerlerinde güneş yanıkları artar. Böyle durumlarla karşılaşınca bağın suya ihtiyacı olduğu anlaşılmalıdır.
Kış yağmurları normal düşmüşse toprak tarafından tutulmuş olan su bağların bahar gelişmesine yeterli olmaktadır. Sulama imkanı olan taban bağlarda iki defa sulama ve sulamalardan sonra tava gelince toprak işleme çok iyi sonuç vermektedir. Kışın kurak geçmesi halinde bir de bağlar uyanmadan önce bir su verilip ardından toprak işleme yapılması yerinde olur.
Bölgemizde gerek su kaynaklarının kıtlığı, gerek bağ alanlarının eğimi ve gerekse halkın ön yargısı nedeniyle bağlarda sulama yapılmadığı görülmektedir. Ancak, yeni dikilen bağlarda yılda 2-3 defa sulama yapıldığı gözlenmiştir. Oysa Güneydoğu Anadolu Projesi içinde yer alan bölgemizde ilkbahar ve yazın kurak geçtiği düşünülürse bağların sulanmasının zorunlu olduğu anlaşılacaktır. Bu nedenle özellikle Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında 3-6 kere iklim durumuna göre sulama yapılması uygundur.
Bağlarda çiçeklenmenin hemen sonrasında ve tanelere ben düşme başlangıcında sulamaya özellikle dikkat etmek gerekir. Kurutmalık ve şaraplık bağlarda ise meyvenin olgunlaşmasından 3-4 hafta önce sulama kesilmelidir.
Bağa verilecek su miktarı iklime, toprağa ve çeşide göre değişiklik gösterir. Toprağın üstten 60-70 cmlik kısmı suya doymalıdır. Bunu anlayabilmek üzere sulama yapıldıktan sonra bir demir çubuk toprağa batırılmalı ve rahatça ilerlediği derinlik suyun işleme seviyesi olarak kabul edilmelidir. Karığın suyla doldurularak suyun sıra sonuna ulaşması da verilecek su miktarının yeterliliğinin tesbitinde bir ölçü olarak kullanılmaktadır.
Yurdumuzda bağlarda sulama çoğunlukla karık usulüyle yapılmaktadır. Ancak son yıllarda damla sulama ve sprink yöntemi ile bağların sulanması önem kazanmıştır.
 

BUDAMA

Asmanın budanması çok bilgi ve beceri isteyen bir teknik iştir. Bu nedenle asmanın fizyolojisini ve budama esaslarını bilmek gerekir. Aksi halde üzümün kalitesi düşmekte, verim azalmaktadır.
Ekolojik ve kültürel sebeplerin etken olduğu budamada esas, bir yıllık sürgünler üzerinde, üzüm çeşitlerine göre mahsuldar gözlerin yerinin bilinmesi şartı ile asmanın kaldırabileceği kadar verimli çubuk (göz) bırakmak ve lüzumsuz çubukları kesmektir.
Bölgemiz bağları genel olarak karışık budama şeklinde budanmakta ve şekil olarak da düzgün olmayan gobleyi andırmaktadır. Budama zamanı olarak görülen en hatalı uygulama sonbaharda yapılan budamadır. Bölgemizde budama ocak-şubat, hatta mart aylarında yapılması uygundur.
Budama şekli açısından hem daha yüksek bir verim ve kalite elde edilmesi, hem de özellikle boncuklanmanın önlenmesi açısından 5-8 göz üzerinden uzunlu kısalı karışık budamaya imkan sağlayan telli terbiye şekillerinden 60-80 cm gövde yüksekliğine sahip 'guyot sistemi' ya da 'guyot + T' terbiye şeklinin uygulanması önerilmektedir.

BAĞ HASTALIK VE ZARARLILARI

Bağ Küllemesi
Bağ hastalıkları arasında en fazla bilinen ve en sık görülenidir. Hastalığı bir tür fungus (mantar) meydana getirir. Hastalık omcanın bütün yeşil organlarında görülebilir. İlk gelişme döneminde genç yapraklarda hastalık güç farkedilir. Yaprağın alt yüzünde yağ lekesine benzeyen, üst yüzünde renk açılması gösteren belli belirsiz tekeler oluşur. Yaprak yaşlandıkça normal parlaklığını kaybeder, kalınlaşıp gevrekleşir. Daha ileri dönemde yaprak yüzeyinde kirli beyaz renkte kül serpilmiş gibi lekeler oluşur ve kenarlarından içe doğru kıvrılır. Hastalığa erken yakalanan tane büyüyüp gelişemez, olgunluğa yakın dönemde hastalığa yakalanırlarsa danelerin çatladığı, çekirdeklerin dışa doğru çıktığı görülür.
Çubuklar üzerindeki lekeler, yeşil dönemde iken siyahımsı, sonbaharda odunlaşmış dönemde ise kahverengimsidir. Hastalık Türkiyenin hemen her yöresindeki bağ sahalarına yayılmış durumdadır. Mücadelesi yapılmadığı zaman büyük oranda ürün kaybına yol açar ve omcayı zayıflatarak bir sonraki yılın ürününü de etkiler.

Mücadelesi

Hastalıkla mücadelede kültürel önlemler önem taşır. Kısa budama ile omcaların çubuk ve tomurcuk pullarında kışı geçiren mantarın zararını bir ölçüde hafifletmiş oluruz. Omcaların havalanmasına ve güneşlenmesine imkan veren budama şekliyle de hastalığın şiddetini azaltma şansı yaratılmış olur.

İlaçlı Mücadelesi

Külleme hastalığına karşı ülkemizdeki farklı bölgelere göre ilaçlama sayıları değişmekle beraber, genellikle yılda iklim şartlarına bağlı olarak, 3-5 arasında olmaktadır.
Birinci İlaçlama: Çiçeklenmeden önce ve sürgünlerin 20-25 cm. boya ulaştığı devrede yapılmalıdır.
İkinci İlaçlama: Çiçek taç yapraklarının döküldüğü ve korukların saçma tanesi iriliğine ulaştığı devrede uygulanmalıdır.
Üçüncü ve diğer ilaçlamalar kullanılan ilacın etki süresine bağlı olarak 1 hafta ya da 10 gün aralar ile hastalığın durumuna göre yapılmalıdır. İlaçlamalarda Tarım ve Köyişleri Bakanlığının il, ilçe ve köylerdeki ilgili uzmanlarına danışılarak hangi ilacın kullanılacağı öğrenilmelidir. Bu uzmanların Teknik talimatlarla dayanarak yapacağı tavsiyeler doğrultusunda davranılmalıdır.
Bağ küllemesi ile mücadelede kükürtün yanı sıra kullanma izni olan bazı sistemik ilaçlar kullanılabilir. Kükürt toz olarak bulunabileceği gibi suda eriyebilir nitelikte olanlar da vardır. Toz kükürt kullanılacak ise sabah erken saatlerde yahut akşam üzeri atılması uygundur.
Sistemik ilaçları sık sık ve birbiri ardı sıra bilinçsizce kullanmak bazı durumlarda sakıncalı sonuçlar doğurabilmektedir. İlgili tarım kuruluşlarından bilgi alınmalıdır. En iyisi bir kez sistemik ilaç kullanılmışsa arkasından gelen ilaçlama kükürtle yapılmalı ve ilaçlamalar münavebeli sürdürülmelidir.

Mildiyö
Bağcılar arasında Pronos diye bilinen bir fungal (mantari) hastalıktır. Daha çok yağışlı ve rutubetli ilkbahar ve yaz başlangıcında dikkati çeker. Kurak bölgelerde ve yörelerde pek görülmez. Ülkemizde, külleme hastalığı gibi her yıl görülen bir hastalık değildir. Ancak görüldüğü yıllarda ve yerlerde mücadelesi yapılmazsa çok büyük ürün kayıplarına yol açar. Asmanın her türlü yeşil organını (yaprak, sürgün, salkım, sülük) hastalandırabilir. Sürgünler 25 cm boya ulaşınca hastalık önce yapraklarda dikkati çeker. Başlangıçta yaprak bir yağ lekesi görünümünde olan lekelerin bir süre sonra alt yüzünde beyaz bir küf örtüsüyle kaplandığı görülür. Bu kısımlarda yaprak rengi sarımtıraktır. Lekeler zaman geçtikçe büyür orta kısımları kızarır kurur ve dökülür. Sürgünler de bazen hastalığa yakalanır. Hastalık şiddetli olursa sürgünleri kurutabilir. Çiçek salkımlarının hastalığa yakalanmaları sıkça görülür. Böyle çiçek salkımları bembeyaz bir küf örtüsüyle kaplanır ve sonuçta kururlar. Daneler ise külleme hastalığında olduğu gibi çatlamaz sadece suyu çekilir, buruşur ve adeta meşinleşir.

Mücadelesi

Kültürel Önlemler
Özellikle hastalığın art arda görüldüğü yıllarda ve yerlerde yere dökülmüş hastalıklı yaprakları ve omca üzerinde hastalıklı kısımları toplayıp imha etmek bir sonraki yıl için yararlı olur.

İlaçlı Mücadele
Bugün ülkemizde bu hastalık için geliştirilmiş tahmin ve uyarı sistemi ile uygulamaların yapıldığı bölgeler olduğu gibi klasik mücadelenin uygulandığı yöreler de vardır. Tahmin ve uyarı sistemine ileriki sayfalarda yer verileceği için burada klasik mücadele biçimine değinilecektir. Hangi sistem uygulanırsa uygulansın mücadeleye hastalık görülmeden önce başlamak esastır. Bu bakımdan genellikle sürgünler 20-25 cm. boya ulaştığında 1. ilaçlamayı yapmak gerekir. 2. ve daha sonraki ilaçlamalar için yörede hastalığın görülüp görülmediğine ve havanın yüksek orantılı nemli, yağışlı ve çiğli olup olmadığı dikkate alınarak karar verilir. Hastalığın çıkışı için uygun koşullar varsa ilaçlamalara devam edilmelidir.
Bu konuda Tarım ve Köyişleri Bakanlığının kitle haberleşme araçları ile yaptığı duyurular dikkatle izlenmelidir. Mildiyöye karşı bordo bulamacı veya ruhsatlı diğer hazır ilaçlar koruyucu olarak kullanılabilir. İlaçlamalara nem ve yağış devam ettiği sürece devam edilmelidir.
İlaçlamalarda dikkat edilmesi gereken husus pülverize edilen ilacın, omcanın bütün yeşil aksamını ve özellikle de yaprakların alt ve üst yüzeylerini ince zerreler halinde tam olarak kaplamasını sağlamaktır.


Bağlarda Ölü Kol Hastalığı
Bağlarda görülen fungal (mantari) hastalıklardan biridir. Omcanın bütün yeşil kısımlarında görülebilir. Ancak daha çok sürgünlerde dikkati çektiği için, bir sürgün hastalığı olarak bilinir. Bu yüzden bazı yörelerde sürgün kuruması olarak da anılır. İlkbahar veya yaz başlarında sürgünler üzerinde önceleri siyah lekecikler halinde görülür. Daha sonra da birleşip genişleyen bu lekeler yüzeyde çatlak ve yaralar meydana getirir. Bu belirtiler sürgünlerin daha çok dip kısımlarında ilk 5 boğuma kadar olan bölgelerde yoğunlaşır. Yapraklar ise sararır buruşur ve parçalanır. Daneler üzerinde de yuvarlak siyah lekeler meydana gelir. Sonbahara doğru hastalığa yakalanmış çubuklar beyazlaşarak hastalık için çok tipik olan bir görünüm alırlar.

Mücadelesi

Kültürel Önlemler
Asmalarda